Çilekli Pavlova

Bu pasta, ünlü balerin Anna Pavlova şerefine yapılmış, o yüzden sanıyorum bir balerin gibi bembeyaz, narin, büyüleyici...

Aslında büyük bir bezenin üzerinde krema ve meyve var, yani o kadar sade, ama bir o kadar da havalı. Yılbaşında misafirleriniz olacaksa evde, bir gün önceden bezeyi yapıp, o gece de servisten hemen önce üzerine krema ve meyveleri ekleyip, unutulmaz kılabilirsiniz o geceyi, yabana atmayın sözlerimi:))

Malzemelerimiz ve tarifimiz şöyle:

3 Yumurta Akı    

3 kahve fincanı Toz Şeker   

1 tatlı kaşığı Mısır Nişastası  

 ½ çay kaşığı Elma Sirkesi      

1 çay bardağı Süt    

1 poşet Krem Şanti    

3 çorba kaşığı Pudra Şekeri     

1 paket Vanilya      

250 gr. Taze Çilek           

Yağlı kağıda 20 cm.lik kek kalıbı kullanılarak bir daire çizilir. Fırın 125 C.ye ısıtılır. Yumurta akları derin bir kasede mikserle çırpılır. Toz şekerin yarısı eklenerek çırpmaya devam edilir. Kalan şeker, nişasta ve sirke eklenerek tekrar çırpılır. Karışım iyice katılaştığında, tepsiye yayılmış yağlı kağıdın üzerine çizilmiş dairenin içini dolduracak şekilde bir kaşıkla, karışımın yarısı yayılır. Kalan karışım yıldız uç takılmış krema sıkma torbasına doldurularak, daire şeklinde yayılmış karışımın kenarlarına, tart kenarı gibi duvar oluşturacak şekilde sıkılır. Fırında 1,5 saat pişirilir.

Fırından çıkınca iyice soğuması beklenir. Soğuyunca dikkatlice sıyırılarak altındaki yağlı kağıttan ayırılır.

Soğuyan bezenin yumuşayıp şeklinin bozulmaması için servisten hemen önce kreması eklenmelidir.

Krem Şanti, süt, pudra şekeri ve vanilya ile çırpılır. Krem şantinin yarısı bezenin üzerine yayılır. Bir kaçı süsleme için ayırılan çilekler doğranarak krem şantinin üzerine yayılır. Kalan krem şanti yıldız uçlu krema sıkma torbası ile süslü şekilde pastanın üzerine sıkılır. Kalan çileklerle süslenip, hemen servis yapılır.                                     

Afiyet Olsun.

Ortancaların ve Puantiyelerin Devamı

Bunlarda hem ortancalı, hem dantelli, hem de puantiyeli yeni panoları salonun.

Çiçekler, yapraklar hamur kabartma, ama hepsinin kenarından eskitme medyumu ile geçtim, eskimiş, sararmış gibi yaptım hepsini. Ortancaların sapları ise kalın iplerden, üzerlerine biraz yeşil ve eskitme medyumu kullanıp, sapa benzetmeye çalıştım. Yastıklarda kullandığım dantellerden de parçalar var üzerlerinde.

Mektubun altı için ise bu sefer karton kullandım, hani şu koli yapılanlardan. Gerçek bir zarf gibi oldu, çok beğendim bu fikrimi :)

Bu resimlerin orijinalinde de kenarlarında puantiyeler vardı ama, ben kenarlarının puantiyeleri koyu kahve ile kendim yapmak istedim.

Mektuplu panolara konan metal kelebekler, tokaydı aslında, oradan söktüm, biraz da eskitip, yapıştırdım. Tabii yastıklarda kullandığın boncuklardan ve anten gibi yapıştırdığım yine yastıktaki dantelden parçalar ekleyerek...

Serinin ortasındaki "ortanca"sı, mektupsuz ortanca..

Hem danteller, hem de saptaki puantiyeli kurdelelerle katıldı takımımıza..

Ve işte tüm takım bir arada, bu yıl ortanca yılı oldu, ama ne zamana kadar? Tabii ki ben sıkılana kadar :))

Çok Kolay Meyveli Pasta

Evde hiç pasta yapmayanlar veya hep yapan, ama bu sefer daha pratik bir şeyler arayanlar için bu tarifim, her şey hazır, sadece bir araya getireceksiniz, işte vanilyalı meyveli pasta:

1 paket Hazır Sade Pandispanya 

Vanilyalı Pasta kreması    

1 kahve fincanı File Badem    

1 Limon

1 lt.Süt                           

Dondurulmuş Ahududu     

Hazır Pelte

Kekler, gerekiyorsa enine kesilerek inceltilir ve kelepçeli kalıp büyüklüğünde kesilir. 1,5 su bardağı süte 1 çorba kaşığı toz şeker eklenir. İlk kek kalıbın dibine yerleştirilerek şekerli sütle ıslatılır. Pasta kreması üzerindeki tarife gore hazırlanır. İçine limon kabuğu rendesi eklenir. İlk kek katının üzerine pasta kremasının bir bölümü sürülür, ahududu ve badem serpilir. Diğer katlar da aynı şekilde sütle ıslatılıp, aralarına krema sürülüp, meyve ve badem serpilerek yerleştirilir. Hazır pelte, üzerindeki tarife gore ve içine biraz püre yapılmış ahududu ve ahududunun suyu eklenerek hazırlanır. Pastanın en üstüne dökülüp buzdolabında 30 dak. Soğumaya bırakılır. Dolaptan alınan pasta kalıptan çıkarılır. Üzeri ve yanları kalan krema ile kaplanıp, süslenerek servise kadar tekrar buzdolabına kaldırılır.

Afiyet Olsun.

                                                                                                                          

Ortancalar

Annemin evi için işlediğim orkidelerden sonra bende orkide görecek hal kalmadı :) Kendi evimde de şöyle minik bir değişiklik yapayım dedim ve "ortancalar"a başladım. Şemalar Kanaviçe dergisinden, yeni değil ama, taaa 2008 yılından...

Salondaki eski yastıklar, belki hatırlarsınız, onları yeniledim.

Çarpılar, yarım çarpılarla birleşiyor, çiçeklerin tohumları için minik minik boncuklar dikiliyor, tam benlik, çok eğlenerek işledim, yine Bursa Keteni üzerine. Kasnakla işleyince kolay oluyor bayağı, ya da ben alıştım, bilemiyorum, ama çok seviyorum o incecik duruşunu.

Kenarlarına dantelle birlikte puantiyeli kurdele diktim. Evet eğlenceli oldu, biraz daha Country tarzı oldu, ama asıl sebep başka..

Bekleyin, salondaki diğer puantiyelileri de görünce anlayacaksınız, merak edin biraz...:)

Sallama Kurabiyeler

Evet biliyorum, biraz sallandı bu kurabiyeler ama, kotam dolmuş, flickr'dı drive'dı derken, ancak sorunu çözüp yayınlayabiliyorum (yani sanırım ve umarım..) (Not: sevgili Şehnaz'ın da problemi aynı şu aralar, eğer bu yazıyı okuyabiliyorsan sevgili Şehnaz, sana yorum olarak yazdığım yöntem çalışmış demektir, kullanabilirsin..)

Bir şey geri gidiyor, bir şey tutuluyor ya, onun işi heepp bunlar. Ya da 21 Aralık? Neyse, eğer geliyorsa dünyanın sonu, bu kurabiyeden yapmadan gitmeyin bari...

Daha önce de söylediğim gibi fındıklı kurabiye tarifimi kullandım. Hatırlayalım:

2 su bardağı+2 çorba kaşığı Un    

150 gr.Tereyağı    

1 çay bardağı Pudra Şekeri

1 Yumurta Akı                              

30 gr.Fındık          

1 pk.Vanilya

1 çay kaşığı Zencefil     

Fındık un haline getirilip, margarin küp küp doğranır. Bütün malzeme birlikte yoğurulur.

Ben kartondan aşağıdaki gibi bir kalıp kesip, açtığım kurabiye hamurunu buna göre kesip yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizdim. Üzerlerine pipetle birer delik yaptım. 

180 C fırında 10 dk.pişirdikten sonra, 10 dakika soğumaya bıraktım. Bu arada bitter çikolatayı ben-marie usulü erittim, soğuyan kurabiyeleri çikolataya batırıp, yine yağlı kağıt üstünde kurumaya bıraktım.

Çay poşetlerinin iplerini çözdüm, markası yazılı olan yerlerine eva kalpler yapıştırıp, soğuyan kurabiyelere bağladım.

2 poşet çay kutusunu birbirine yapıştırarak yaptığımız ve kapladığımız kutuya (öptüm canımcım, yardımların için tekrar teşekkürler) dizdiiiimmm.

Afiyet olsun, sallaya sallaya yiyin.

Döndüm

Gittim, anlattım, döndüm.. Şimdi diyeceksiniz ki "5 dakika göründü, 5 yıl anlatır artık", ama görmemişlik böyle bir şey...Gördük mü? Görmemiştik vallahi, pazartesi günü gördük :))

İlk merak edilen konudan başlayalım, "evet güzel, çook güzel". Derya Baykal, porselen bir bebek gibi yakından, ama boylu poslusundan...Gözleri çook güzel, samimiyeti ve sıcaklığı hepsinden de güzel. Bazı insanlar vardır ya, içlerinden dışarı bir ışık çıkar ve bilirsiniz, sahne dışında bir yer yakışmaz ona, öyle biri..(Bu arada Sibel Yüksel'in de güzelliği ve sıcaklığına özellikle vurgu yapmadan duramayacağım, çok sağ olsun, o tamamen bizden biri..)

Niyetlenip programa katılmaya çekinenler için söylüyorum, tüm ekibin davranışları o kadar doğal ve samimi ki, hiç yadırgamıyorsunuz olayı. Kimse çekinmesin...

Bakın, biz o kadar çekinmedik ki, eşimi de yanımıza alıp, boy boy, poz poz fotoğraflar çektirdik.

Programı kaçıranlar varsa, bu linkten seyredebilirler: tvarşivi

Dekoru yakından incelemek isteyenler için, gitmişken, biraz da yüz bulmuşken çektiğim fotoğraflar:

Akşamdan hazırlayıp yanımda götürdüğüm kurabiyelerim, "Sallama Kurabiyeler". Alelacele çektiğim bir fotoğraf işte bu..

Tarifini anlatırım tekrar, gerçi fındıklı kurabiye tarifini kullandım, alt taraflarını çikolataya batırdım sadece ama, tabii bütün numarası iplerinde ve içinde dizildikleri çay kutusunda...

Sonraki postta anlatayım, hatta kullandığım kalıbı da vereyim sizlere, o zamana kadar daha net bir fotoğrafa bakıp yutkunmak için, burası

Gitmeden önce bana cesaret veren, dönüşte güzel sözleri ile beni havalara uçuran dostlarım, iyi ki varsınız, hepinize tekrar tekrar teşekkürler...

Bu hikayenin sonu....

Havadisler

Aralarında sevgili Tülin'in de bulunduğu 114 kadın babalarına mektuplar yazmışlar.Geliri 21.Yüzyıl Eğitim Ve Kültür Vakfı (YEKÜV) tarafından ihtiyaç sahibi kız çocuklarının eğitimi için harcanacak olan bu kitabı mutlaka alın. Babanıza yazdığınız ya da yazamadığınız mektuplar için...

Sevgili Tülin, yüreğine sağlık.. Daha da detay isterseniz Bulut Gölgesi'ne de uğrayın. 24 Kasım'dan sonra kitapçılarda olacak bu kitabı kaçırmayın..

Bilmiyorum takip ediyor musunuz ama, sevgili Colette'in Dükkan Pati'si koptu gidiyor. Geliri Sehayder'e gitmek üzere herkes bir şeylerini satışa çıkarıyor ki, son derece ucuz fiyatlara.. Yılbaşı üstü hediyelerinizi tamamlamak için ya da kendi zevkiniz için, veya sadece hayvanlara yardım için, uğrayıp alışveriş etmeden geçmeyin, sonra pişman olursunuz, öyle güzel ki her şey... 

Ya soğuk algınlığım devam ediyor, ya da alerjim, yoksa ikisi birden mi? Hangisi bilmiyorum ama, yakında solungaçlar oluşacak sanıyorum geceleri uyuyabilmem için, çünkü ağzımdan da burnumdan da nefes alamadığım gece saatleri devam ediyor ve eğer kulaktan nefes alma diye bir şey yoksa, sanıyorum bir tür fotosentez yapmaya başladım geceleri.. :))

Hayatımda ilk defa yazıldım bir elişi kursuna. Nakışa başladım bu hafta. Hatta ilk işimiz "tel kırma". Tanıyorsunuz beni, böyle klasik şeyler pek tarzım değil ama, belki uyarlarım bir şeylere, biraz modernize ederek kullanırım belki. Belki yağan kar tanelerini bu tellerle işlemek iyi fikirdir ha? Gümüşlüğün içine tel kırma raf örtülerindense, bulacağız bir kullanım yeri.. Becerebilirsem, yapabilirsem, sizlerle de paylaşırım yaptıklarımı, haydi bakalım.   

Pazartesi günü Derya Baykal'dayım. Sizlerle burada paylaştığım çalışmalardan bazılarını orada da sergilemeye ve sizlerle yüz yüze tanışmaya gidiyorum. Monitörün bu tarafı sıcak, rahat ve korumalıydı, o taraf peki? Biraz heyecan var, beni yalnız bırakmayın dostlaarrr....

Şimdilik havadisler bunlar, hobilmece postası oldu bu sefer.. Çok dağıldım bu aralar, elimdeki işler de sürünüyor, kontrol elimde değil nedense, gene bir şeylerin retrosu bu belli, 10 güne bir şeyciğimiz kalmaz:))

Denizci Kalemlik

Bu kalemlik, nazik, sesiz ve zarif minik bir deniz kızı için. Biliyorum, aslında kocaman bir genç kız artık o ama, insana sevdikleri hep genç, hep minik, hep çok çok kıymetli görünmez mi?

Kalemliği açık maviye boyayıp, çizgili peçete ile kaplayarak başladım işe. Sonra desenini dalgaya benzettiğim bir stencılla daha koyu bir mavi ile desenler yaptım seyrek seyrek.

Bu desenlerin üzerinden boyutlu ve de pırıltılı bir boncuk boya ile geçtim. Parıldamaları bana deniz kenarında kumların üzerinde ışıldayan deniz analarını hatırlattı, kururlarken sedef gibi parlar onlar, bir anda sönüvermezler öyle yosunlar gibi..

Daha sonra yine başka bir peçete ile kapladığım mdf harfleri ve deniz temalı süsleri yapıştırdım. Doğru yerlere çapa atsın hayatı boyunca, dümenini hep mutluluklara kırsın, başarı şişirsin yelkenini bu hayat denen yolda giderken,i başka bir şey aramasın ve sağlıkla kanat çırparak geçsin günleri istedim, her tür dalganın üzerinde ve ardında...

Kenarlarına yine denizci renklerinde kordonlarla süslemeler de yaptım. İçine de aynı stencılla bir kaç dokunuşla tamamladım işte bu kalemliği ve de hikayemi...Güle güle kullansın, eskitsin..

Lorlu Toplar

Yine çok pratik bir tarifle merhaba diyeceğim yeni haftaya.. Aslında soğuk algınlığı, üstüne biraz da alerji, pek normal değilim ama, öyleymiş gibi davranıyorum, işe de yaramıyor değil hani, uykusuz geceler dışında...Umarım bu normal tuzlu kurabiyeler ve normal birkaç bardak çay, yardımcı olur her şeyin gerçekten de normalleşmesine...Bülent Ortaçgil şarkısı gibi oldu, her şey normal, bir ben miyim anormal ? :))

125 gr.Lor  

125 gr.Margarin  

1 çay kaşığı Tuz  

2 su bardağı Un  

1 pk.Kabartma Tozu

1 Yumurta  

Susam          

Bir kapta lor, küp kesilmiş margarin, tuz, un ve kabartma tozu yoğurulur. Hamurdan toplar yapılarak yağlanmış tepsiye dizilir. Üzerlerine yumurta sürülür, susam serpilir. 175 C fırında 25 dak.pişirilir.   

Afiyet olsun, herkese normal bir hafta diliyorum...

Küçük Bir Dokunuş - Mum Süsleme

Rengine ve deniz feneri şekline vurulup aldığım ama neredeyse 1 yıldır, ne yapacağımı bilmeden sakladığım mum aldım elime sonunda. Galiba Mudo'dan almıştım..Yoksa Boyner miydi? Neyse, artık onlar bile hatırlamıyorlardır bir zamandır bundan sattıklarını :))

Böyle fenerli, martılı, kayıklı bir peçeteden kestim kestim yapıştırdım.

Aaa, bu hali ile pek sevdim ben bunu. Şimdi yerini de buldum, eşimin hobi odasında gemi resminin yanında aldı yerini. Söylemedem, odasına girince kendisi görsün, sürpriz olsun..

Sürprizler bu kadarla da kalmasın dedim, kahvenin yanına da biraz "zencefilli herifler" :))  Sizlere de iyi tatiller

Yaban Mersinli Muffin

Bu tarif, PelinChef'ten..Tariflerin güzelliği, sunuşların göz alıcılığı dışında, ferah blogunu da seviyorum, daha önce keşfetmediyseniz tavsiye ederim çok.

Bu güzel tarif için Pelin Şef'e teşekkür ederek, tarifi vereyim:

2 yumurta
1 su bardağı şeker
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı sıvı yağ
1+ 1/4 su bardağı un
1 çay kaşığı kabartma tozu

1 paket vanilya
1 limonun ince rendelenmiş kabuğu
küçük bir kase yaban mersini
Yumurtalar bir kasede 2-3 dakika çırpılır. Şeker eklenerek çırpmaya devam edilir. Yoğurt, vanilya, limon kabuğu rendesi ve sıvı yağ ilave edilerek çırpmaya devam edilir. Un ve kabartma tozu eklenir.

Karışım muffin kalıplarına kalıbın 2/3 ünü dolduracak kadar paylaştırılır. Üzerlerine yaban mersinleri serpiştirilerek  180 derece fırında 20 dakika pişirilir.

Afiyet Olsun

Mini Mini Bir Kuş Konmuştuuuu..

Minik Ece Naz'ın odası için bir kapı süsü. Metal elbise askısını kullandım iskelet olarak. Alt kısımda kuşun konduğu dal parçası ise, üzerine yün kordon geçirilmiş çöp şiş..

Harfleri keçeden diktim, içleri elyaflı. Askının üzerini sardığım kurdelenin üzerine çiçekler, güller yapıştırdım. 

Kuş da keçeden. Gagasına, yaparken ben bile hayran oldum. Bir parça kadife kurdeleyi üçgen katlayıp, diktim. Gerçek gaga gibi oldu, hatta sanki her an ötecekmiş gibi, bir de insanda gagacığından öpme isteği uyandırıyor :)

Kapı süsü de, kız odası gibi, cıvıl cıvıl, pembe pembe ve sevimli. Ahh, hiç büyümese kızlar, hep bu yaşlarda kalsalar keşkeee :))

Ortasından kalpler fışkıran evlenme yıl dönümü pastamla kapatıyorum bu postu da, şeker hamuru ile pasta süslemenin en kolay yolu, kes kalpleri, yıldızları, yay pastanın üstüneee...Yoksa yaşlandıkça tembelleşiyor muyum ben??

Susamlı Tatlı Kurabiye

Daha önce verdiğim kurabiye tarifine çok benzer bir kurabiye bu da..Farkı, toz şeker yerine pudra şekeri kullanılması ve dolayısıyla dokusu...Tarifi de şöyle kurabiyemin:

4 su bardağı Un                    

250 gr.Margarin    

3 Yumurta    

1 paket Kabartma Tozu

1 su bardağı Pudra Şekeri    

Susam

Bir kapta un, kabartma tozu, pudra şekeri, 2 yumurta ve küçük kesilmiş margarine yoğurulur. 1 cm.kalınlığında açılıp, kurabiye kalıpları ile kesilir. Üzerlerine 1 yumurta akı sürülür ve susam serpilir. Yağlanmış tepsiye dizilip, 175 C fırında 20 dak.pişirilir.

Afiyet Olsun.. Belki de uzun zaman hasret kalacağımız sıcak bir Bostancı akşamına pek yakıştı bu hafif tatlı kurabiyeler, gününüz, geceniz hep böyle ferah geçsin sizlerin de...