Öyle, kendiliğinden eli her işe yatkın, doğaçlama modeller üreten biri değilim ben..Belki yapabilirim de, ben "talimatları izle, kontrol et, tekrarla" tarzıyım biraz..Hayatımın süreçleri denetlemek, oluşturmak, iyileştirmek, yazılı hale getirmekle geçmesinden kaynaklı bir mesleki deformasyon da olabilir, belki de kişilik testlerinde "pek bir teknik" çıkan doğuştan gelme halet-i ruhiyemden..(mühendis, akıllı, matematiğe yatkın gibi güzel anlamlarda değil, bildiğiniz başöğretmen, hatta sıkıcı-monoton).. Böyle olunca da bu tür anlatımlı, hatta hem anlatımlı hem şemalı kitaplara bayılıyorum..Birini elime aldım mı kendimi kaybediyorum ve hepsini, hepsin, ama hepsini denemekten alamıyorum kendimi..Kanıma giriyorlar, durduramıyorum kendimi :))..
Hele şu an elimden düşüremediğim biri var ki, içinde sadece battaniye-yastık-şal yok, bulaşık bezi var, artık daha ne olsun..Ve tığ hikayesi ilk gençliğinden bir kaç uyduruk dantel örtü denemesi, bir kaç orlondan kare ile sınırlı ben, bu kitaplardan okuya okuya öyle şeyler örüyorum ki, elimdekine bakıyorum, kanıma bu kitaplar giriyor tamam, da, içime kim kaçtı benim diye şaşırıyorum :))